EN
Menü
close

Ne aramıştınız?

Tüm web sitesi içeriğine akıllı arama bölümü ile ulaşabilirsiniz.

Arama
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Search in posts
Search in pages

İnşaat Dünyası Dergisine Sektöre İlişkin Açıklamalarda Bulunduk

Genel Sekreterimiz Dr. H. Serdar ŞARDAN, İnşaat Dünyası dergisinin Ocak-Şubat 2022 sayısına sektörümüzün mevcut durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Genel Sekreterimizin açıklamaları yayında aşağıdaki şekilde yer aldı.

Türk çimento sektörü gelişmiş altyapısı, bir asrı aşan birikimi ve yüksek teknolojiyle donatılmış üretim tesisleri ile küresel ölçekte söz sahibidir. Uluslararası çimento liginin en önemli oyuncuları arasında yer alan sektörümüz, yıllık yaklaşık 115 milyon ton kapasiteyle Avrupa’nın en büyük, dünyanın 5. büyük üreticisi konumundadır. Yüksek kapasitedeki üretim hacmimiz, coğrafi konumumuz ve fiyat avantajımız bizi ihracatta da zirveye taşıdı. Sektör olarak sınır tanımıyor, Türk çimentosunu dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Bugün Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en büyük iki ihracatçısından biriyiz. 

Çimento üretiminde dövize endeksli enerji maliyetleri, toplam girdi maliyetinin %73 ila %81’ini oluşturuyor. Global düzeyde yaşanan enerji fiyatlarındaki artış, tedarik zincirinde yaşanan olumsuzluklar ve dövizdeki dalgalanma sektörümüzün sürdürülebilir geleceği noktasında ciddi risk oluştursa da, çeşitli fırsatlar da söz konusu. Bilhassa, en büyük pazarlarımızdan Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyete geçmesi beklenen 1,2 trilyon dolarlık altyapı paketi sektörümüz için önemli bir gelişme.

Çimento, yükte ağır pahada hafif bir ürün olarak yerinde tüketime daha uygun bir meta. Sektörümüz oyuncularının, dünya çapında Türkiye markasını temsil edecek Globalde Yerel Oyuncular yaratması şarttır. Dünya çimento pazarında ülkemizin sembolü haline gelecek markalar aracılığıyla gücümüze güç katmalı; yüksek kaliteli Türk çimentosunu kendi markalarımızla tüm dünyaya tanıtma fırsatları yaratacağımız yatırımlar planlamalıyız.

2021’de 31 milyon ton ihracat gerçekleştirdik

Türk çimento sektörünün uluslararası arenada elde ettiği itibar, ürün kalitemiz ve fiyat avantajımızla ihracatta önemli bir konuma geldik. Ülkemizin ihracat lideri olduğu pazarlarda, aynı kapasite ve büyüklükte ihracat yapabilecek bir rakibi yok. 

2021 yılında 60 milyon ton iç satış ve yaklaşık 31 milyon ton ihracat gerçekleştirdik. 2020 yılında 1,1 milyar dolar olan ihracat gelirimizi, 2021 yılında 1,25 milyar dolara ulaştırdık. Bugün yaklaşık 100 ülkeye çimento ihracatı gerçekleştiriyoruz. 2021 yılı itibariyle, Polonya ve Hırvatistan gibi 18 yeni ülkeye ihracat yapar hale geldik. Suriye pazarının da açılması sektörümüz için oldukça önemli bir gelişme oldu. 

En fazla ihracat yaptığımız ülkeler ABD, İsrail, Suriye

31 kuruluşa bağlı 65 tesis ile 20 milyar dolarlık yatırımı yöneten sektörümüz bugüne kadar olduğu gibi gelecek dönemde de aralıksız üretmeye, istihdama katkı sağlamaya ve global arenada varlığını güçlendirecek çalışmalarla katma değerli işlere imza atmaya devam edecektir. 

2021 yılında sektörümüzün en fazla ihracat yaptığı ülkeler sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Suriye oldu. Gelecek dönemde de öncelikli hedef pazarlarımız Amerika Birleşik Devletleri, Orta Amerika, Batı Afrika ve Orta Doğu bölgeleri olacak. Global pazarda en önemli aktörlerden biriyiz; sektörümüzün gösterdiği bu üstün performansın uzun soluklu ve sürdürülebilir olması için ihracatı devam ettirmenin yanında, Globalde Yerel Oyuncu yaratma hedefimize giden yolda da kesintisiz gayret göstermeye devam edeceğiz.

2022 yılı ajandamızda Paris İklim Anlaşması var

Sektörümüzün 2022 yılı ajandasında yer alacak bir diğer önemli konu da Paris İklim Anlaşması. Bu konuda ülke olarak kendimize “2030 yılına kadar sera gazı salımı artışını %21 azaltma, 2053 yılına kadar ise net sıfır salıma ulaşma” hedefi koyduk. Ülkemizin belirlediği bu hedeflere ulaşmak için çimento sektörü de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmekten çekinmeyecektir. Sürecin dışında kalmak gibi bir seçeneğimiz olmadığı gibi böyle bir niyetimiz de yok. Hatta bu gelişmeyi, sürdürülebilirlik adımlarımızı hızlandırmamızı sağlayacak bir fırsat olarak görüyor ve tüm çalışmalarımızı da bu bilinçle planlıyoruz.